Cumhuriyetin 100.Yılında 3 Günde Ankara

Kemer'de geçirmek zorunda olduğum bir kaç gün içinde yarım gün fırsat bulunca hemen yola koyuldum. Arkadaşlarım Hüseyin ve İsrafil de katılınca Göynük Kanyonu'na doğru yola çıktık..


LİKYA YOLU

Fethiye'den başlayıp Antalya'ya kadar uzanan, bugün Teke Yarımadası diye adlandırdığımız bölge, tarihte Likya olarak bilinir. 

Buradaki patikalar ve yollar, 1999 yılında tamamlanan bir çalışmayla işaretlenmiş ve haritalanmış. 

535 km'lik bu yürüyüş yolu, Türkiye'nin ilk uzun mesafeli yürüyüş yolu olmasından başka, dünyadaki en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotasından biri olarak gösterilmektedir.

Bu konuda ayrıntılı bilgiler veren sitelerden yararlanabilirsiniz.  

http://likyayolurehberi.com

http://likyayolu.gov.tr/



GÖYNÜK KANYONU NEREDE?



Antalya'nın Kemer ilçesinde Göynük beldesinin batısında yer alır.





Biz Kemer'den minibüse bindik, genç şoför arkadaşımız Antalya-Kemer karayolundan ayrılan Çomaklar Kanyon yolunun başında bizi indirdi.

Buradan kanyona doğru yürümeye başladık, ama bizi bekleyen uzun bir yol vardı.. Çomaklar mevkiinde dere yatağının yanından kanyon girişine kadar yürüdük. 

Aslında Göynük Belediyesi'nin kanyona girişine kadar her saat başı otobüs hizmeti varmış, ancak henüz sezon açılmadığından sanırım, Nisan ayındayız, biz otobüs falan görmedik. Bunun dışında yolda dört tekerlekli motorsikletler gördük; atv de denilen bu arazi araçlarını kiralayarak da bu yolu katetmek mümkün.. Biz yürümeyi tercih ettik.. Etmeseymişiz iyi olurmuş..

2009 yılının Nisan ayında tesisleştirilmiş ve hizmet vermeye başlamış. Yaklaşık 4 km yürüdükten sonra kanyon girişine geldik. Giriş ücreti 6 lira..

Açıkcası bu 4 km'lik yürüyüşten sonra yorulmadık değil.. Biraz dinlenmek iyi olurmuş, fakat o kadar güzel bir alana girmiştik ki..

Yol bizi çekti. Kanyona doğru hızla yürümeye devam ettik.

Ancak biraz sonra karşılaştığımız manzara böyleydi. Önceki halini bilmiyorum. Bir düzenleme çalışması yapıldığı belli. Umarım çok fazla doğallığı bozulmaz..

Bu göletler arasında geçişler ve küçük köprülerden geçtik.

Sadece bu su kenarında oturmak bile çok keyifli ve huzur verici.. Ama devamını merak ediyoruz.. Yürümeye heyecanla devam ettik.










Kırmızı dut mu olur?.. Tadına baktık, ekşi..  Bu dutlar kararır, bildiğimiz kara dut olur.. 

Çok sağlam görünmeyen bu köprüden karşıya geçip yolumuza devam ettik.

 Köprü biraz sallanıyordu, ama önümüzdeki manzara yürüyeceğimiz yol hakkında bizi daha çok heyecanlandırdı. 

Bundan sonra yol, yamaçları inip çıkarak devam etti.

Yamaç çok dik, özellikle kalabalık yürüyüşlerde tehlikeli olabilir... 





Yürüyüş yolu tellerle korumaya alınmış. Bazı noktalara dinlenme terasları oluşturulmuş, banklarda soluklanabilirsiniz.. 

Aşağıya baktığınızda başınız dönebilir...





Kış boyunca yağan sağanak yağışlar yürüyüş yolunun belli yerlerini bozmuş.

Nisan ayındayız, sağanak yağışlar yolları kısmen bozmuş, ama deredeki su seviyesi düşük.. Belki kış biraz kurak geçmiştir. 

Yürüyüş arkadaşlarım Hüseyin ve İsrafil.. 

Bu da "Ben de oradaydım" fotoğrafım.. Kendi kendimi çektim. Selfi değil, görçek.. Ekranımda gördüm ve çektim..

Yaklaşık 2 km yürüdükten sonra son yamaçtan aşağıya inmeye başladık ve dere seviyesine indik. İşte karşılaştığımız manzara.. 

Bu göletteki şelaleyi çekerken arkamızda kalan manzara da bu fotoğraf. 

Ulaştığımız bu yer, aslında kanyonun başlangıcı.. Buradan sonra daha ileriye gitmek için suya girmek zorundaydık. Kimi zaman yüzerek, kimi zaman da kayalarda yürüyerek kanyonun içlerine ilerlememiz mümkünmüş. Tesiste gerekli güvenlik ekipmanları sağlanıyor, ancak erken bir mevsimde ve günün geç bir saatinde gelmiştik.. Daha iyi bir planlamayla gelmeli buraya.. 

Burası tüm Likya Yolu boyunca en uygun kamp alanı.. İster bir kaç kişi gelin, ister kalabalık bir grup halinde burada düzenelenen turlara katılabilirsiniz. Burada trekking dışında paintball ve zip wire (kanyon üzerinden telle geçiş) gibi aktivitelere katılmak da mümkün.

Bizim için artık geri dönüş zamanı.. Geldiğimiz yoldan dönerken, yine manzaranın tadını çıkara çıkara döndük. 

Şiddetli yağışların etkisi kendini gösteriyordu.

Pek de hazırlıklı değildik buraya gelirken.. Ancak çok keyifli bir kaç saat geçirdik. Yolunuz düşmüşse mutlaka zaman ayırın.. Ayakkabılarınız uygun olmasa da zaman ayırın. Yorgunluk geçer, tadı damağınızda kalır..

Son olarak kanyonda çektiğimiz görüntüleri izleyebilirsiniz..